Saturday, May 23, 2009

'EVE KAPANMA, PAZARA ÇIK'



Bu günlerde neredeyse tüm gazetelerin verdiği bir haber var. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) önderliğinde başlatılan bir seferberlik haberi. 'Kriz varsa çare de var' seferberliği... TOBB ile birlikte Hak-İş, Türk-İş, TESK, TİSK ve
Kamu-Sen, TİM, TÜSİAD, MÜSİAD da bu kampanya seferberliğine katıldılar.Ve bir tanıtım toplantısı düzenlediler. Elbette ki amaç krizi aşmak. Bunun için bazı çareleri var.

Toplantıda konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu hazırlamış oldukları bilgirgeyi okudu ve ,Önceki krizlerden çok daha yaygın ve derin bir krizle karşıya bulunulduğunu, sanayi üretiminin Ağustos'tan bu tarafa hızlı bir şekilde küçüldüğünü
belirtti.Aynı zamanda son zamanlarda bir düzelme görülse de tüketici ve yatırımcı açısından hala bir güvensizlik olduğu belirtildi. Hisarcıklıoğlu, krizin etkilerini hafifletmek için milli gelirin yaklaşık yüzde 70'ini oluşturan hane halkı tüketimini canlı tutmak gerektiğini vurguladı.Yani tüketimi ve harcamayı bırakmayacağız. Hele de fiyatların aşağıya çekildiği şu dönemi iyi değerlendirmeli piyasayı canlandırmalıyız. Kulanılan kelimelerden biri de bilinçli tüketim. Bu da harcamalarımızı doğru zamanda yapma anlamına da geldiği gibi bu dönem ihtiyaçların karşılanması için makul bir dönem.


5 hafta sürecek kampanyanın ilk haftası tüketicilere yönelik ''Eve kapanma, pazara çık'' mesajıyla başlandı. sonraki haftalarda üreticiye, çalışana mesajlar da geleceği söyleniyor.

Bildirgede bu krzin diğer krizlere benzemediği, pek çok ülkede sektörlere ve çalışanlara zarar geldiği de belirtiliyor ve şunlar ifade ediliyor:

''Elbette kriz bir gün etkisini azaltacak ve sona erecek. İşte o gün krizden daha az hasar görmüş ülkeler, uluslararası rekabet yarışına diğerlerinden önde devam edecek. Türkiye de krizden etkilenen ülkelerden biri, tüketim ve üretim azalıyor, işsizlik rekor düzeyde, ama 'kriz varsa çare de var'. Ayağa kalkmak için bir fitilin ateşlenmesine ihtiyaç var. Ne kadar tek vücut olursak ekonomik gücümüz ve hedeflerimize ulaşma şansımız o kadar artacak. Öncelikle şunu anlamalıyız ki üretim-tüketim-istihdam birbirine bağlı, biri olmazsa hiçbiri yok.''

Tüürkiye'nin genç nüfusuyla üretimde ve tüketimde önümüzün açık olduğunu ve şanslı olduğumuzu da belirttikten sonra tüm dünyanın bizim ürettiklerimizi tükettiği de debelirtildi.

Toplum olarak biz de bu seferberliğe kulak vermeliyiz diye düşünüyorum. Bu krizin etkilerinden ülkemizi daha kısa sürede kurtarmak için yapılan çalışmaları değerli buluyorum ve atılacak adımları, yapılacak yatırımları hızlandırmalıyız diye düşünüyorum. Tabi ki bu ihtiyacımız olmadığı halde para harcamak anlamına gelmemeli. İşsiz sayısının da arttığı şu dönemde tüketim yapamayan bir toplum da söz konusu. Daha önce de belirttiğim gibi ertelediğimiz, almayı düşündüğümüz ihtiyaçlar için pazara çıkmanın tam zamanı.Hükümetin de bu yönde açıkladığı paketler olmuştu.
Sonrasında da kriz söyleminden artık kurtulursak firmalar da işçi alımına başlar veya hız verir diye umud ediyorum. ''ÖZVERİNİN ADI, ÜRETEREK VE TÜKETEREK EKONOMİYE CAN VERMEKTİR''

Saygılar...

2 comments:

Sumeyra Tosun said...

11 Eylulden sonra Baskan Bush'un halkina ilk soyledigi sey de "go shopping", gidin alis-veris yapin olmustu. Bu ise yarayan bir yontem olsaydi Amerika gibi tuketmeye merakli bir toplum bu krizden etkilenmezdi. Bence esas sorun paranin varligi ve kanaat eksikligi. Tabii bu sorunu cozmek de mumkunmus gibi gorunmuyor. Simdilik elimizdeki cozumlerle yetinelim. Yetinmeyi bilmek de bir sey :)))

esra çalış said...

Krizler genellikle yanlış risk alma, belirsizlikler, kısa vadeli borçlanma, uzun vadeli borç verme..gibi parayı yanlış kullanmaktan kaynaklanır. Fakat Türkiye'de yaşanan krizden çok, dillerde dolaşan bir kriz var. Ve sanki bitirilmemeye çalışılıyor. Bu da elbette etkinin büyümesine neden oluyor. Piyasalar da bundan nasibini alıyor. Fazla tüketim yapmak elbette krizden korumaz hatta dönen para ne kadar çoksa kanaatimce risk o kadar fazladır.Sadece bizim gibi krizin biraz psikolojik etkisinden kurtulmak, her şey devam ediyor sorun yok hissini piyasalara verebilmek için gerekli bir yöntemdir belki. Yani yapılmak istenen şey, nerde kalmıştık deyip devam edebilmek. Bunu sadece çarşı-pazar anlamında değil de, yapılan yatırımlar açısından da böyle görmek lazım diye düşünüyorum.

Post a Comment