Thursday, July 2, 2009

SYM-6

6 comments:

Sumeyra Tosun said...

bunu biraz acabilir misiniz?

Ayse Kubra Coskun said...

bir kac ay onceydi... dost bir gonulle sohbet ediyoruz... yukarida ki resme benzer bir tabladan bahsetti... bayou kenarinda yuruyup bir yandan da tefekkur ederken bir kac karincanin bir tirtila kancalarini gecridigini goruyor... tirtil hala canli... ama kurtulmaya gucu yok... arkadas zihninde bir mucadeleye girisiyor... aceba kurtalmali mi tirtili... yoksa birakip gitmeli mi... bu sorgulama onu daha derinlere surukluyor... ve Kainat... kader... irade... sefkat... merhamet.. adalet..hikmet kayaliklarina vuran dusunce dalgalari bitab dusuyor... bir iki gun once bir oglen uzeri kampuste yururken ayni manzara ile bende karsilastim... nedense beynimde simsekler cakmasina, az sukut buldu dedigim yuregimin bir anda yeniden sirazeden cikmasina neden oldu bu ibretli tablo...
sonra gecince bilgisayarin basina... cektigim resmi sizlerle paylasmak, zihnimde dort nala kosan siyah beyaz sesleri dusun-c nin yamacina salmak istedim... ama uc kelime icinde kayboldum.. devamini yazamadim...
az bir zaman sonra hersey yerli yerine oturdu gerci... kader de... irade de... ihtiyar da... adalete teslimiyet... hikmete ikna... merhamete itimad da... bir daha ki firtinaya kadar...
iste boyle sumeyra abla... bilemiyorum yeterince acik oldu mu :) ya da "biraz acayim" derken yine bilinc alti sirlarimi ifsa mi etmis oldum :)))

Sumeyra Tosun said...

Yo yo iyi olmus gayet aciklama. Zaten biliyorsunuz ben psikoanalize pek pirim vermem :))

Bu fotograflarin uzerine bir de Hizir'la Musa'nin yoldasligini yazmak iyi olurdu. Malum bazen insanlar zulmetse de kader adalet eder.

Songul Dogan Ger said...

Kubra Abla,yazilanlarin bircogu e-mailime direk gelmedigi icin yeni okumus oldum bu kismi..tevafuk oldu okudugum gun ya da ertesi gun Abdullah Aymaz abinin "karincalarla" alakali yazisini okudum gazetede....hakikaten enteresan oldu..Aslinda ben de su siralar sabah ezanindan az once otmeye baslayan kuslari takip ediyordum:)Ilk once bir tanesi basliyor..yavas yavas sesini yukseltiyor..sonra ikincisi ucuncusu..sonra koro halinde birsuru kus otmeye basliyor..sonra yavas yavas kisiliyor sesleri ama muthis bi ahenk ve duzen var...sesler iyice kisildiginda ezan basliyor..Ilk otmeye baslayan orkestranin sefi sanirim..ses veriyo digerlerine..:)
Aymaz abinin yazisi burada:
http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=876154

Ayse Kubra Coskun said...

annem 30 yildir bu konunun uzmanligini yapiyor... belki bir gun karsilikli otutup konusursunuz kus seslerinde ki sirlari... ve eger kapilar acilirsa zaman ve mekanin sarmaladigi ebedi hakikatlari.
neyse songul, nasil diyorlar... "you are in the right track" wesselam

Songul Dogan Ger said...

Insallah..
Buarada ben Vietnam`da ezan okunmadigi icin kuslar ayni sekilde otmez saniyordum..ya da insan bazen etrafindakileri gormez duymaz ya..cok dikkat etmemisim nedense..burda da durum ayniymis..fakat burdaki kuslar biraz farkli galiba..ozellikle bi tanesi hic nefes almadan otuyo:) Enteresan olan tam ezan vaktinde olmasi..vakit gecince ortalik tekrar sut liman..
anlamiyorum tabi ki.. o yuzden Inci teyzeyle oturup konusmayi cok isterdim..sir kapisi bana acilmasa kulagimi dayayip dinlemek de hos olurdu:) vesselam::) (senin tabirinle Kubra abla:) )

Post a Comment