Harvard ve Columbia Üniversitelerinde eğitim görmüş eski bir öğretmen ve deneyimli bir yazar olan David CARROLL un bu kitabında çocuğunu daha insancıl ve yüksek değerlerde yetiştirmek isteyen ebeveynler için güzel bilgiler,tavsiyeler ve örnekler bulunuyor.Carroll, kitaptaki uygulamaların çocuğun içsel benliğinin gelişimine ve ruhsal potansiyelinin ortaya çıkmasına yardımcı olacağını söylüyor.
Kitap 5 ana bölümden oluşuyor. Çocuğunuzun Ruhsal Eğitimi başlıklı ilk bölümde; doğumdan sonaki ilk anlarda bebeğe nasıl davranmamız gerektiği ve neler yapmamız gerektiğiyle ilgili çok ilgi çekici ve gerekli bilgiler veriyor.Örneğin çocuğu iyi düşüncelerle sarmanın ne kadar önemli olduğuna dikkat çeken Carroll, kendisine anne-babalardan gelen 3 öneriyi kitabında aktarıyor.
1.Çok küçük bir çocuğun yanında olduğunuz zaman öfkeli veya dikkatsiz düşünceleri aklınıza getirmemeye çalışın.Yazar bazı anne babaların çocuklarının yanında hiç tartışmadıklarını söylüyor.En azından bebeklik döneminde bu yapılabilir.
2.Çocuğun sağlıklı ve güçlü olduğu imajını daima aklınızda tutunuz.(özellikle çocuk hasta olduğu veya karnı ağrıdığı zaman)
3. Bebeğin iyiliği için sessize dua etmeye özellikle özen gösteriniz.
İlk bölümde ayrıca Yeni Ayak Çocukları diye bahsettiği yürümeye yeni başlayan çocukların, bu hareketini ruhsal bir ders haline getirmeyi anlatıyor.İlk adımlarını atan çocuklar eğer teşvik görecek olursa, bedensel ve zihinsel dengeyi öğrenmiş olacaklarından, zerafet,kendine hakim olma, güven gibi özelliklerinin de gelişeceğinden bahsediliyor. Yine bu konuyla ilgili ilgimi çeken bir bölüm:
İnayet Han'dan: 'Çocuğun kalkıp yürüdüğü an, büyük bir heves ve ilgiyle izlenecek bir zamandır. Bu, güçlerin tezahür ettirildiği bir andır. Diyebiliriz ki, çocuğun hareketlerinde bir sembolizm mevcuttur. Eğer çocuk dostdoğru bir şeye giderse bu, tabiatının doğruluğunu gösterir. Eğer sendeliyorsa, bu da idare gücünün eksikliğini anlatmaktadır... Eğer çocuk koşarak belli bi ryere erişecek olursa, düşünmeden hareket eden maeracı biridir. Ancak yürümeye başlar başlamaz uygun bir ritmi benimseyerek istenen bir yere erişirse çok ümit verici bir çocuktur. Yürüyüş ritmiyle tek bir amacı olduğunu ve denge kurabileceğini göstermiştir.'
İlk bölümün devamında Çocuklar için oyunun kurallarından bahsediliyor. Çocukların en çok eğlenirken öğrendiğinden, onlara bir şey öğretirken tekrar etmek gerektiğinden ve buna ilave bir çok konuda örnekler vererek anlatıyor yazar.
Aktarmak istediğim diğer konu da çocuk gelişiminde hikayenin önemi. Yazar çocuğun içsel kulağına ulaşmak için hikayelerde sembolik ruhsal anlamların gizli olduğunu anlatıyor ve bazı örnekler veriyor:
*Kutsal bir maceraya atılan kadın veya erkek kahraman(İnsan ruhunun İlahi olana doğru yolculuğunu, özünü arayan insanın yüksek Ben'ine dönme çabasını temsil eder)
*Bir kuleye kapatılan ve kötü bir büyücü tarafından tutsak edilen prenses(maddenin içine tutsak olmuş kutsal ruh)
*Mistik ülkelere aniseyahatler(değiştirilmiş şuur halleri ve mistik tecrübeler)
*Kahramanlarına hedeflerine ulaşmalarında yardımcı olan sihirli hayvanlar ve ışıklı varlıklar(ruhlar,rehber ruhlar ve melekler)
*Periler, devler, cücelerin ortaya çıkışı( görünmeyen, astral alemde bulunan varlıklar)
*Sihirli sözcükler ve büyüsel nakaratlar(dualar ve mantralar); sihirli değnekler, yüzükler, kılıçlar, kitaplar, heykelcikler.(dinsel ayin objeleri, din kitapları, din kitaplarıve onları destekleyici objeler).
*Kötü krallar, kötülük dolu sihirbazlar, hain cadılar, güçlü büyücüler.
*İyi kral, her şeyi bağışlayan baba,güneş zafere ulaşan aslan.(Tanrı)
Bu konunun devamında ayrıca çocukların karşılaşacağı bütün kitapların, resim ve her basılı malzemenin, içeriğinde bir tür öğretici, ahlaki ve ruhsal mesaj taşıması gerektiği görüşünde.
Birinci bölümün son konusu da her şeyi zamanında, sırası geldiğinde aktarmak.Bunlardan biri de çocuğunuza varoluşu ve ölümü anlatmanın yolunun nasıl olacağı.Bununla alakalı güzel bir su-buz örneği var. O da şöyle:
Bu inancı anlaşılır biçimde göstermenin ilginç bir yolu su dolu bir kap içine buz parçaları koymaktır. Buzların insan yerine geçtiğini, suyun ise evrenin görünmeyen yaratıcı gücü olduğunu söyleyiniz. Bizler belli bir tanrısal süreçle saydam'görünmeyen' sudan geliyoruz, yani buza benziyoruz. Daha sonra, uzak bir tarihte, eriyip tekrar suya döneceğiz. Jenkins şöyle yazıyor: 'Biz görünmeyenden gelip görünür hale geçiyoruz. Buz eryip yeniden su olurken,ölüm dediğimiz sırada sadece sadece bedenlerimizi bırakıyoruz ve ruhlarımız Ruh'a geri dönüyor ya da görünmeyen dediğmize'
Bunlar sadece ilk bölümden bazı alıntılardı. Özellikle çocuğu olanların ilgisini çekeceğini ve faydalanacaklarını düşünüyorum.
3 comments:
Esracim, eline saglik, guzel bir yazi olmus. Bu kitabi ben de begenerek okuyordum. Yalniz yurumesine bakarak karakter tahlili yaparsak bizim kiz dusunmeden hareket eden maceraperest biri olcak:( Cocuk icin dua etmeyi hatirlatman da guzel oldu. Cocukla ilgili yazilarinin devamini bekliyoruz.
Yürümeyle alakalı bu yorumu bekliyodum. Sanırım anlatılmak istenen ilk adımları sadece. İlk ayağa kalkışı belki. Osman Tarık çok sağlamcıdır mesela. Ani hareket etmezdi. Düşecek gibiyse gitmezdi. Hala da öyle. Yürüyüş karakteriyle alakalı ipuçları veriyordur muhakkak ama her çocuk bir dönem sendeler gibi geliyo bana. O konuda bende de soru işareti oldu.
Hikayelerde neden surekli "sihirli degnek,peri" vs gibi objelerin kullanildigini dusunuyor ve bunlarin cocuklar uzerindeki etkisini gozlemliyordum..Soylediginiz gibi " sihirli sozcukler dulayi;iyi kral ve herseyi bagislayan baba yaraticiyi" refer ediyorken acaba butun bunlar busbutun birseylerin yerini almiyor mu? Yaratici yerine gunes, dua yerine sihirli sozler..
Iyilik yapabilmek icin bile hep olaganustu gucler kullaniliyor. Cinderella da Fairy nin gelip fareleri footmen, kabak i coach yapmasi gibi...Cocuklarin bilincaltina bu tarz hikayelerle yanlis seyler gondermiyor muyuz?
Cocuk hikayeleri mi yazmaya baslasam diye ciddi ciddi dusunuyorum:)
Post a Comment