Bir mektuba başlamak zaten en kötüsü… yazdığın kişinin gitmiş olması demek mektuba başlamak….
İlk defa telaşsız bir mektup yazıyorum... Yetişmesi gerekmiyor mesela önemli bir günden önce... Yâda adrese ulaşır mı acaba kaygısı yok… İlk defa benden bu kadar uzakta olan birine yazıyorum…Sana ilk defa yazıyorum.. Sana ilk defa bir mektup yazıyorum... Aslında çok yazdım lisede günlük diye kullandığım ‘Bütün Şiirleri’ kitabına… Ama bu sefer farklı işte…
Nasıl başlanır sana yazılan bir mektuba bilmiyorum ki… Sana yine seninle başlamalı en iyisi…
‘İçkiye benzer bir şey var bu havada
Kötü ediyor insanı kötü
Hele birde hasretlik oldu mu serde
Sevdiğin başka yerde sen başka yerde
Dertli ediyor insanı dertli…’
Şimdi senden zamansız bir uzaklıktayım… Oturup seninle ‘kış kıyamet’ Macar lokantasında oturmayı ne çok isterdim… Yazdıklarını,kızdıklarını,güldüklerini,öfkeni,sevincini konuşmayı ne çok isterdim…
Diyorsun ya hani;
‘Bakma fakirmişim, kimsesizmişim
-akşamüstü benim de sevdalar geçti başımdan’ diye..İşte o sevdaları konuşmak isterdim…Nedir derdim üstadım şu akşamüstünün güzelliği…İnsanı mahveden havalardan, degüstasyona gelmeyen şu vefasız Canan’dan konuşurduk..’yine dertli geçirdim şarkılarla türkülerle geceyi’ dediğin vakitleri konuşurduk..
Bak aslında en çok neyi merak ediyorum biliyor musun gerçekten Süheyla’ya vurulup hem de Elenie’yi öptün mü tramvayda… (: sen gittikten çok sonra bestelenen şiirlerinden biri de bu… Levent yüksel söylüyor. Bakma herkes Süheyla’ya vurulup elini öptüğünü düşünüyor ama seni bilenler biliyor merak etme onun Eleni olduğunu ... Sen bu devirlerde yaşıyor olsaydın eğer nasıl olurdu her şey çok merak ediyorum... Haberlerde sosyetenin çapkın şairi olarak geçerdin herhalde (:
Şiirlerin olay olurdu mesela..Bu aralar gündem pek karışık..Siyaset,ekonomi yeni seçilen bakanlar kurulu…Sarmaz sıkar seni..Sen dersin ki ;
‘Gün gelir alır başımı giderim
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda’
Mesela bak bu şiirde bestelendi…Bu arada sen öldükten sonra çok meşhur oldun çok konuştular arkandan söylemedi deme…Saçmaladığını düşünenler yok değil..İstersen söylerim sana arkandan konuşulanları.. (:
Peki ya sen ister miydin benimle konuşmayı?Epeyce yaklaşıp anlatamadıklarını anlatır mıydın bana…Tarifsiz kederler içinde bir garip Orhan Veli, söylesene nelerden konuşurduk seninle..
Bu sana yazdığım ilk mektup ... Çok uzaklara ulaşılmaza yazdığım tek mektup…Böylesine zamansız bir uzaklığa yazılmış bir mektuba nasıl son verir ki insan ...
Kendine iyi bak diyemeyeceğim...Ya da acele cevap... Ellerinden öperim tanıdıklara selam da diyemeyeceğim...
Sana yazılanı yine seninle bitireyim…
Hereke’den çıktım yola
Selam verdim sağa sol
Haydi,benim bu dünyaya garip gelmiş şairim
Yolun açık ola!’
Sevgilerimle
Öznur Yaman
3 comments:
Yaşıyor olsaydı kesin seninle tanışmak isterdi. Süheyla'yı da anlatırdı o zaman :)
Çok güzel kurgulanmış, çok güzel akmış. Tebriklerimle...
oznur, guzel bir mektup olmus. ben de tebrik etmek istedim, sevdigin saire mektup yazmak orjinal bir fikir. edebi yazilarinin devamini bekliyoruz.
Aaa ben bu siiri neden okumadim dedim, Elifin yorumu mailime geldiginde :)
Herhalde ben o zamanlarda TRdeydim diye kendimi teselli etmeye calistim, zira bu kadar guzel yazilmis bir mektupa yorum yazmamak olmazdi,
cok begendim yazdiklarini, harika, akici bir uslubun var, tebrik ediyorum :))
Post a Comment