Thursday, August 27, 2009

Psikolojik Profil Çıkartma

Çoğumuzun Amerikan filmlerinden aşina olduğu suçlu profili çıkartma işlemi Türkiye’de çok yaygın kullanılmasa bile ileride kullanılma ihtimali yüksek olduğundan ve de az çok merak edilen bir konu olduğu için genel hatlarıyla profil çıkartmadan bahsetmek istiyorum. Profil çıkartma, bu konuda eğitimli bir uzmanın, adli psikolog veya psikiyatristler olabilir, olay yeri incelemesinden, suçlunun bıraktığı kanıtlardan ve izlerden, yararlanarak suçlunun kişiliğine dair bir betimleme yapmasıdır. Türkiye’de kullanılmamasının nedeni de genel olarak budur. Türkiye’de hem bir suçlunun profilini çıkartmak icin gerekli veri tabanı yok hem de şükür ki bu veri tabanını oluşturmak icin incelenebilecek düzenli suç işleyen, seri katiller gibi, suçlular yaygın değil.

Konuya dönecek olursak, olay yeri incelemesinden sonra tümevarımsal ya da tümdengelimsel olmak üzere iki farklı metod kullanılıyor. Tümevarımsal metodda, daha önceden çıkarılmış profillerden yararlanılarak benzer özellikler halihazırdaki bulgulara genelleniyor. Örneğin kurban ne kadar yaşlı ise suçlu o kadar gençtir (25inden başlamak üzre). Ama tabii ki hiçbir suç bir diğerinin tıpatıp aynısı olmadığı için bazen de tümdengelimsel metod kullanılır. Bu metodda belli bir suçun derinden incelenmesi sonucunda bir analiz yapılır. Böylece tümevarımsal yöntemde gözden kaçan ayrıntılar yakanlanmaya çalışılır. Profil çıkartma yöntemleri 1950lerin sonundan itibaren aktif olarak FBI tarafından kullanılmaktadır, özellikle seri katillerin yakalanmasında.

Yukarıda da belirttiğim gibi Türkiye’de kullanılmamakla birlikte ileride ne yazık ki bu yönteme ihtiyaç duyacağımızı düşünüyorum. Çünkü Türkiye’de de şehir hayatının yaygınlaşmasıyla birlikte insanların sosyal ilişkilerinde zayıflamalar basliyor ve buna ek olarak yaşam stresi ve ekonomik sıkıntılar da artiyor. Nihayetinde hem iletişemeyen hem de yoğun stress altında bunalan cinnet geçirmeye ya da bu iş için kafa yorup organize bir şekilde seri suçlar islemeye müsait insanlar için altyapı oluşuyor. Polis Akademisi Öğretim Üyesi Emniyet Müdürü Mustafa Kaygısız’a göre şu ana kadar Turkiye’de 41 tane seri katil tesbit edilmiş. Herne kadar sürecin bu yönde işlemesini istemesek bile profil çıkartma konusunda altyapı oluşturup, önümüzü görüp adımlarımızı erkenden atmalıyız diyorum.
PS: Aslında profil çıkartma konusu çok geniş ve heyecan uyandırıcı bir konudur. Merak edenler olursa bu konuda bir kaç vaka da aktarabilirim.

Wednesday, August 26, 2009

Ramazan Pidesi

Sizde ahhh ahhhh nerede Tr'deki Ramazanlar diyenlerdenseniz bu tarifi gördüğünüze çok memnun olduğunuzu düşünüyorum:)) Amerikadaki sofralarda yemeklerden daha çok rağbet gören, pideyi yaptığınızda mutfağınızın her tarafını Trdeki fırınlar gibi kokutan harika görüntülerle ve de tarifiyle karşı karşıya bırakıyorum sizi :)

Gecen sene tarifi internetden ararken Devletşah'ın (Eylül 2007 sayısındaki) yemek name dergisinde görüp denemiştim ilk yapışımda (biraz ekleme ve cikarmalarla tabi) tuttuğu için artık vazgeçilmezlerim arasında yer aldı, mutlaka denemeniz gereken bir tarif olduğunu düşünerek birde tarifi ben vereyim dedim.

Pidenin yoğurulması ve de mayanlanma aşamalarını beklediğimizde en az 2 saat öncesinde hazırlığımızı yaparsak son ana bırakıp acele etmemiş oluruz. Pidede püf nokta mayanın gelmesı için beklenmesi, beklenilirken aceled edilmemesi, dolayısıyla sabırlı olunması gerekir :))
Resimlerin buyuk hali icin resmin ustunu tiklayin :)


Malzemeler

  • 4 Tatlı kaşığı ınstan maya (yoksa normal ekmek mayası da olabilir)
  • 1 tatlı kaşığı şeker
  • 1\2 su bardağı ılık su
  • 1\2 bardağı un
  • 3 + 1\2 bardak un
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 3 yemek kaşığı sıvıyağ
  • 1 bardak (200 ml) ılık su
  • 1 yumurta sarısı
Yapılışı

  • Maya ve şekeri 1\2 ılık su ile karıştırıp mayalandıralım yaklaşık 10 dakika bekleyelim (kabarmasını sağlayalım)
  • kabaran mayanın içine 1\2 bardak unu koyalım ve çatal yardımıyla pürüzsüz bir karışım elde edene kadar çırpalım.
  • Karışımın üstünü kapakla kapatıp yarım saat bekletelim.
,
  • 3+1\2 bardak unu yoğurma kabına alıp unun ortasını havuz gibi açalım.
  • Sıvı yağı, tuzu, 1 bardak ılık suyu ve bir önceki aşamada hazırladığımız maylı karışımı karıştırıp hamuru yoğuralım.
  • Tezgahı unlayıp tezgahın üzerinde en az 10 dakika yoğuralım,
  • ilk başlarda ele yapışan bir hamur oluyor panik olmayın hafif hafif elinize un dökerek hamurun özdeşleşmesini sağlayın.
  • Yağlanmış büyük bir kaseye (tercihen yoğurma kabınız olabilir) yoğurulan hamuru koyalım.
  • Kabın üzerini strech fılmle kaplayıp hava almamasını sağlayın ve ılık bir ortam sağlamak için üzerine havlu kapatın.
  • Yaklaşık 1 saat bekleyin.

  • Hamur mayalanınca (kabarınca) unlanmış tezgaha alıp hamurun havasını çıkaralım.
  • Daha sonra hamuru iki parçaya bölerek yumak yapalım.
  • Temiz bir havluyu sıcak su ile ıslatıp yumakların üzerini örtün. Hava almamasına dikkat edin.
  • En az yarım saat bekleyin.
  • Yumakların büyüklüğü iki katına çıktıysa mayalanmış demektir.
  • Yuvarlak bir tepsiyi yağlayalım. (Ben küçük boy pizza tepsisi kullandım)
  • Hamuru önce biraz tezgahta parmak uçlarımızla açalım (elimize yapışıyorsa biraz unlayalım)
  • Daha sonra hamuru tepsiye alıp ne çok ince nede çok kalın olacak şekilde açıp yine mayalanması için bekleyelim.
  • Diğer yumak içinde aynı işlemleri uygulayın.
  • Hamur kabarınca çatalla çırpılmış yumurtayı parmak uçlarınıza bandırıp önce hamurun kenarlarından iki parmak eninde bi iç daire oluşturalım.
  • Yine parmak uçlarımızı yumurtaya bandırarak baklava deseni veya istediğiniz deseni oluşturun.
  • Üzerine susam ve çörek otu serpipi önceden ısıtılmış 400 F (200 C ) fırında ortalama 10 dakika pişirelim.
  • Pidemiz fırında çıktığında bi havluya sarıp sıcaklığını muhafaza etmesi için bi poşetin içine alalım.
  • Servis zamanı çıkartıp istediğiniz şekilde keserek afiyetle yiyin


Afiyet olsun pide vesilesiyle de Ramazaniniz hayirli olsun :))

Kaşarlı kırmızı biber közlemesi




Tarifimiz oldukça kolay ve pratik, dikkat edilmesi gereken tek bir nokta var servis edilmeden 5 dakika önce hazırlamanız gerekiyor, zira kaşarlar donarak damaklarda istenilen lezzetli tadı bırakmayabiliyor.


Geçen akşam Remziye misafirlerine yaparken bende elimde makinem hemen fotograflarını çektim, ikramı tatdıkdan sonra ise içimden iyiki fotoğraflarını çekmişim bizim bloga malzeme çıktı dedim :)) gerçi yüklenecek tariflerin sayısı giderek çoğalıyor ama ben hem Ramazanda yapılması pratik garnitür olur düşüncesi ile sizlerle hemen paylaşayım istedim, hemde Kırmızı biber sevmeyenlerin bile yediklerinde beğenecekleri bir tat olduğundan araya çok zaman girmeden tarifi vereyim dedim :)

Malzemeler

  • 1,5 cup (yaklaşık 750 gr) közlenmiş kırmızı biber. (Amerikada yaşayanlar bulundukları eyalette restorant depot varsa, supremo ıtalıano markasını tercıh edebılırler hem mıktar olarak baya cıkıyor hemde fıyatı cok uygun)

  • 50 gr tereyağı veya margarin

  • 1 su bardağı (200 ml) rendelenmiş kaşar peynir

    • Yapılışı

    • Közlenmiş biberlerin suyunu süzelim

    • İnce ince doğrayalım

    • Tereyağını tavada ısıtalım ve ardından kırmızı biberleri ekleyelim.

    • Biraz yağda çevirdikden sonra kaşarları ilave edelim.

    • Kaşarlar erimeye başladığında ocakdan alıp servis tabaklarına alalım.

      • Afiyet olsun, iki arada bi derede aldığım bu güzel tarifi bizlere o guzel iftar sofrasinda tattırğı için Remziyeye teşekkür ediyorum :))


        Tuesday, August 25, 2009

        Paçanga Böreği

        Bence Ramazan deyince akıllara gelen iki tatdan biri paçanga böreği, diğeriyse Ramazan pidesidir. Bu tarifte yine Remziye'de olan günlerde resmettiğim tariflerden biriydi, Ramazana uygun olduğu için hemen paylaşayım istedim. Yiyenlerden tam not alan bu güzel tarifle başbaşasınız efendim...




        Malzemeler


      • 1 Orta boy kabukları soyulmuş domates

      • iki adet (İsteğe bağlı daha az veya daha çok) az acılı biber

      • 200 gr pastırma (isteğe bağlı daha az veya çok)

      • 1 su bardağı (200 ml) rendelenmiş kaşar peyniri

      • Kızartmak için 1 bardak sıvıyağ

      • Domates, pastırma ve biberleri sotelemek için 2-3 yemek kaşığı sıvı yağ


        • Yapılışı

        • Tavaya 2-3 yemek kaşığı sıvı yağı koyup ocağın altını yakın.

        • Domatesleri küp küp doğrayın ısınan yağa ekelyin.

        • Domatesler suyunu bırakmadan ince ince doğradığınız biberleri ekleyin.
        • Sebzelerin renkleri değişince pastırmaları ekleyip soteleyin.

          • Karışım hazır oldukdan sonra servıs tabağına alıp biraz ılımasını bekleyin.
          • Daha sonra kaşarı ekleyerek karıştırın.

          • Üçgen yufkaların geniş kısımlarına 1 ya da 2 kaşık karışımdan koyun.

          • Sigara böreği sarar gibi sarın.



          • 1 bardak sıvıyağımızı kızartma tavasına alıp kızdıralım, iyice kızdıkdan sonra börekleri sırayla yağa koyalım.

          • önlü arkalı kızartıp peçete serili tabağımıza alalım.

          • Börekler ılıyınca ortadan kesip servis tabağımıza koyalım.


            • Afiyet olsun şimdiden, tarifi bize birebir gösterdiği için de Remziye'ye teşekkür ediyorumm :))

              Wednesday, August 12, 2009

              Biz hayal gormeyiz!

              Bir ruyasi vardi hefendinin,henuz uc bes kisi varken yaninda..bir haritasi duvarda ve isaretlenmis ulkeler kucuk raptiyelerle..Bir ruyasi vardi tum dunyayi icine alan..Anlatiyordu etrafindakilere ruyasini da bazen “beni anlamiyorlar,beni anlamiyorlar” diyordu cami minberlerinden gozyaslari icerisinde..
              Bir gun o uc bes kisi den birtanesi safiyane “hocam fazla hayal gormuyor muyuz” demisti de yillar sonra Hocaefendi; Pensilvanya`da dunyanin dort bir yanindaki okullarla alakali konusurlarken, az otesine outran agabeye hafifce egilerek “biz hayal gormeyiz” demisti..Evet biz hayal gormeyiz…
              Bir ruyasi vardi ve buna bir de siir yazmisti ve biz o siiri yine yillar sonra ruyasini gordugu cocuklarin agzindan 7.Turkce Olimpiyatinda dinledik..
              Hatirlar misiniz o siiri…

              Akyol

              Gördüm nurlu geleceği rüyamda bir gece,
              Işıklar yağıyordu her tarafa sessizce...

              Ahenkle işleyen bir saat gibiydi isler;
              Bir bir silinip gitmisti asırlık teşvişler...

              Ve herkes birbirine yürekten bakıyordu;
              Somaki musluktan kevserler akıyordu.

              Tertemiz çehreleri ile geçerken kudsiler,
              Ümitlerimize bir bir fer salıp geçtiler.

              Yeni bir dünya kuruluyordu; harıl harıl...
              Her taraf gökle yarışır gibi... pırıl pırıl !

              Geçtikçe tekmil bu şimsek bakışlı yiğitler,
              Anladım; muştusu verilen zamanmış meğer.

              Civanlar gördüm yüzlerinde gariplik rengi,
              Hükmettım kı bunlar,o ilk kudsilerin dengi.

              Dolaştım her tarafı usanmadan,bezmeden;
              Ziya ıçenlere erdim bir ulu çesmeden...

              Şükranla gerilip gezenler vardı kolkola..
              Sonra teker teker ulaştı herkes AKYOL'a...

              Sunday, August 9, 2009

              Mahlepli susamlı toplar

              O kadar çok tarif var ki hangi birinden başlasam bilemiyorum :)) Bi öncelik verip başlamakta lazım ama değil mi? Bu haftanın talihli tarifleri şöyle;

              Biri yine sevgili arkadaşımın favori tuzlusu Remziyeden, diğeri ise kayınvalidem Zehra hanımdan, ikisi de çok muhteşem herkes tarafından tam not almış beğenilmiş tatlar.

              Önceliği tuzlu tarife veriyorum.

              Ben TR ye gitmeden önce yaptığımız bir tarifti... Hazırsanız buyurun okumaya




              Malzemeler

              -1 Paket (250 gr) Oda sıcaklığında tereyağı (İsterseniz margarinde kullanabilirsiniz)
              -1/2 çay bardağı sıvı yağ
              -1 yumurta sarısı ( akını ayırıyoruz kullanılacak )
              -Yarım tatlı kaşığı şeker
              -1 tatlı kaşığı tuz
              -1 paket kabartma tozu
              -1 tatlı kaşığı mahlep
              -Alabildigine un (All Purpose)

              Yapılışı

              - Tüm malzemeler yoğurulup istenilen şekil veriliyor

              -Önce yumurta akına daha sonra susama batirilip 350F (175-180C) pisiriliyor....

              Şimdiden afiyet olsun hepinize,

              Remziyeciğim güzel tarifin için teşekkür ederim canım :))

              Şambali

              Şambali tarifinin hikayesi ise şöyle gelişti; Burdurluların tekne gezisi olacağı günün bir önceki akşamında yaptığımız hazırlıkların yanında kayinvalidemin birde şerbetli bir tatlı da yapsak nasıl olur demesi uzerine, benim yapalım yapalım ısrarlarım:)) hem blogda da yayınlarım tarifi demem birde üstüne kayınbabamın bu tatlıyı çok seviyor olması faktörü de eklenince tarifi yapma saatimiz ne kadar gec bizde bir o kadar yorgun olsak da tatliyi yedikden sonra herşeye değdini anladım.

              Hafif olmasının yanı sıra yumurtasız olması ve kokmaması da bu tarifi yapma endişesi taşıyanlar için fikirlerini değiştirme adına güzel bir nokta olduğunu düşünüyorum.





              Malzemeler


              • 3 bardak un (Bardaklar yaklaşık 125 ml büyüklüğünde)
              • 6 su bardağı irmik
              • 3 su bardağı yoğurt
              • 3 su bardağı şeker
              • 1 paket kabartma tozu

              Şerbeti için

              • 6 bardak toz şeker
              • 4,5 bardak su
              • Yarım limon suyu

              Yapılışı

              • önce yogurdumuzu çırpma teli ile bir güzel çırpıyoruz
              • Başka bir kapda unu irmiği şekeri harmanlıyoruz
              • Sonraki aşamada hazırladığımız bu karışımı yoğurtla buluşturuyoruz
              • En son kabartma tozumuzu katıp, önceden yağlanmış tepsimize döküyoruz.



              • isteğe bağlı üzerine istediğiniz tarzda(Ceviz, fındık, fıstık, badem) süsleyebilirsiniz.



              • 180 C de üzeri kızarana kadar pişiriyoruz
              • Serbetini de şeker eriyene kadar kaynatıyoruz, fokurdamaya başlayınca limon suyumuzu sıkıyoruz.
              • şambalimiz fırından çıkınca üzerine sıcak şerbetimizi döküyoruz.

              *** Biz verdigim tarifin yarisini yaptik, dilerseniz siz tamamini uygulayabilirsiniz.

              Afiyet olsun, tarif ve emeginiz için teşekkürler Zehra anne :)

              Friday, August 7, 2009

              RAMAZAN GELİRKEN...




              Ramazana az bir süre kala piyasalar canlandı. Başta gıda olmak üzere birçok sektörde hareketlilik başladı. Ramazanın başlamasıyla bu hareketliliğin artması bekleniyor.Tatlıcılar, fırıncılar, kadayıfçılar, hazır yemek fabrikaları, bakliyatçılar başta olmak üzere bir çok sektör hazırlıklarını tamamladı. Ramazanın vazgeçilmezi tel kayadıf, yemeğin üstüne ikram edilen o güzel tatlılar olmazsa olmazı Ramazanın.Tabi imsakiye basan batbaacılar da bu hareketlilikten faydalananlar arasında.Kriz nedeniyle durgunlaşan piyasanın canlanması esnafı güldürdü.

              Bu gün bir güzel haber de TMO (Toprak Mahsülleri Odası)dan geldi. TMO ile anlaşma yapan marketler ve bakkallar, mercimek ve pirincin kilosunu 2 TL den satacak.
              Yapılan açıklamada "Buğdayda, yüksek rekoltenin gerçekleştiği bir hasat dönemi yaşanıyor. Mercimekte, ülkemizin bütün ihtiyacını karşılayacak üretim
              gerçekleşti. Kanada gibi dünyanın önemli ihracatçı ülkelerinde önümüzdeki aylarda iyi bir rekoltenin gerçekleşmesi bekleniyor ve TMO'da da yeterli stok bulunuyor. Pirinçte, ülkemizin ihtiyacının tamamını karşılayabilecek bir üretim bekleniyor ve bir ay içerisinde hasat başlayacak."şeklinde konuşuldu. Ve de tarım ürünlerinde spekülatif fiyat artşlarına izin verilmeyeceği belirtildi.* Bu durumda geçen yıl 5 TL nin zerine çıkan fiyatlar indirilmiş oldu.

              Bir diğer ramazan müjdesi de Türkiye Fırıncılar Federasyonundan. Genel Başkan Halil İbrahim Balcı ramazan sofralarının en önemli yiyeceği pidenin fiyatının geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 3-3,5 TL arası olacağını söyledi.* Ramazanın bu güzel geleneği devam ettikçe sıcak pide almak için ezan saatine yakın, fırınların önünde kuyruk görmeye devam ediceğiz gibi.
              Herkese sıcacık iftarlar diliyorum şimdiden...

              *aa,zaman