Sunday, June 27, 2010

Dalga (Die Welle – The Wave)

Bir haftalik okul projesi icin otokrasi dersi alan bir sinif ogrenciye hoca otokrasinin anlamini sorar. Hepsi az cok birseyler soyler ve en sonunda otokrasinin bir cesit diktatorluk olduguna ve Hitler'in ve Nazi partisinin buna ornek gosterilebileceginde hemfikir olurlar. Siniftan bir ogrenci hocaya, dunyadan bir kere Naziler gecti bir daha ayni hatayi kimsenin tekrarlamayacagini soyler ve boyle gereksiz seyleri konusmaktansa dersi bosverip Bush yonetimini tartismayi teklif eder. Hocanin cevabi sert olur ve dersi islemeye devam edecegini soyler. Dersin ve sinifin kurallari konusulur vs vs. Yalniz ogrencilerin bilemedikleri bir sey vardir: artik bu bir haftalik dersin sonunda onlar bile kendilerini taniyamayacaklardir.

Film 2008 yapimi bir Alman filmi fakat gercek olay 1969 da Amerika'da yasanmis. Filmin anlatimi ve konusu cok iyi. Tabii ki olayi disaridan izleyenler olarak biz, nasil oluyora farkina varmiyorlar tum bunlarin diye dusunuyoruz. Sahiden ayni sey bizim de basimiza gelse (ki bazilarimizin gelmis de olabilir) nasil bu hale geldigimizin iplerin nerede koptugunun farkina ne zaman varirdik acaba?

Psikolojide kullanilan sosyal kimliksizlesme (depersonalizasyon) ve bireylik yitimi gibi kavramlar da bu yasananlarin aciklamasi olarak kullanilabilir. Filmi de izledikten sonra aklima gelen sey ne oldum dememeli ne olacagim demeli oldu ve her adimi atarken sonucunu iyi dusunerek, galeyana gelmeden atmali, yoksa ne yaptigimizin farkina vardigimizda cok gec olabilir.

Thursday, June 24, 2010

Soraya'yi taslamak (The Stoning of Soraya M.)

Hic dusundunuz mu zina yapmakla suclanan bir kadin masum oldugunu nasil kanitlar. Boyle bir suctan nasil aklanilir?

Iste Soraya'dan istedikleri de buydu. Evli ve (filmde goruldugu kadari ile) dort cocuk annesi ve sureli kocasi tarafindan asagilanan, fiziksel olarak istismar edilen bir kadindir Soraya. Birazcik para biriktirip kacma hayalleri kurar zalim kocasindan, kocasi 14 yasindaki henuz cocuk sayilabilecek bir kizla evlenme hayalleri kurarken. Kocasi Soraya'dan en ucuz sekilde kurtulmak ister ister ve onu zina yapmakla suclar cunku zinanin cezasi taslanarak oldurulmektir ve en ucuz bastan savma metodu budur kocasi Ali icin. Yasadikleri yer kucuk bir yer oldugu icin Ali hem sahitleri hem de Imam'i tehdit yolu ise satin alir. Plani tikir tikir islemektedir. Zaten boyle dedikodulara merakli olan kasaba halkini hemen galeyana getirir Soraya'ya zina suclamasi yaparak. Ayni gun icerisinde hem mahkeme gorulur hem de infaz gerceklesir. Iste o zaman Soraya'dan masum oldugunu kanitlamasi isterler. Cunku yasalara gore eger bir kadin zina ile suclaniyorsa masum oldugunu kanitlamasi gerekir, fakat bir kadin bir erkegi zina ile sucluyorsa o zaman yine kadinin erkegin suclu oldugunu kanitlamasi gerekir. Cark her zaman kadinlarin aleyhine isler. Ve bu devran boyle donerken yine kadinlar bu duruma hic ses cikarmaz hatta icten ice hakkettigini buldugunu dusunurler suclanan kadinin.

Film 1986 da Iran'da yasanan gercek bir olayi anlatmaktadir. Izlemesi cok zor ve uzucu bir filmdir bu yuzden. Ama izlerken sunlar da gelir insanin aklina: Kanunlari din adina ve dinden temel alarak koyduklarini iddia eden bu insanlar nasil oluyor da bu kadar sapabiliyorlar yoldan ve bu kadar tutucu olabiliyorlar? Nasil vicdansizca herseyi kendilerine yontabiliyorlar? Kadinlarin namusu ile erkeklerin namusu arasindaki bu daglar kadar fark neden kaynaklaniyor? Ve hic mi bilgili, alim bir insan yok ki “hayir siz yanlis yapiyorsunuz, kitapta yazan aslinda budur” demiyor?