Sonunda Türkiyedeyimmmmm : ) Bazı dostlarıma sürpriz yapacağım için sizlerden vedalaşamadan sessiz sedasız bir ayrılık dönemi geçirdim, bu dönem bence uzun olsada sizce nasıldı bilemeyeceğm.
Tabi bende bu uzun süreç içersinde boş durmadım, listeme ve fotoğraf albümüme bolca tarifler ve bunların resimlerini ekledim. Arşivim doldu anlayacağınız hepsi yüklenmeyi bekliyor.
Bakalım listede yüklenmeyi bekleyen tariflerden bazıları nelermiş?
Bunlar ben Amerikadayken listeme eklediklerimin bir kısmıydı, şimdi Türkiyedeyim ve tariflerime burdan devam edeceğim. Yalnız bu sefer tarifler yapan kişilerin kendi ağızlarından bire bir olacak ben sadece resmedeceğim.
Ilk tarifim benım çoooook ama çooook sevdiğim incir reçeli. Yapımını çook merak etmeme rağmen inciri nereden bulacağım endişesi tarif aramama hep engel olmuştu. Bulduğum zamanlarda iştahla yediğim, bulamadığım zamanlarda iç geçirdiğim, herşeye rağmen çook ama çook sevdiğim bir reçel. Bu tarifimde İncir reçelini yapmak sevgili kayınvalidem Zehra Özarslana, fotoğraflarını çekip tarifi yazmaksa bana düşüyor.
Herşey Trden geldiğim o gün başladı. Eve geldiğimde hazırlanmış mükellef bir kahfaltı sofrası ve de masanın en nadide köşesinde yerini almış benım sevgili incir reçelim vardı. Tarifi nasıldı? Şöyle miydi, böyle miydi derken öğle vakitlerinde önümüze koyulan 2 kg kabukları soyulmamış incirlerle başbaşa kalmamızla başladı. İncirlerin sütleri ellerimizi yakmasın diye ellerimize büsbüyük gelen large beden eldvienlerle minicik, minicik o incirleri nasıl daha pratik ve kolay soyabilirizin fırtınaları esiyordu beyinlerimizde. Bir, iki, üç, beş, on yirmi derken soyduklarımız gözümüze az gelmeye ve poşetin içindeki incirler giderek çoğalmaya başlıyordu. Nihayet Ayşe den pratik bir öneri geldi “Salatalık soyacağı” evde malesef iki adet soyacak olduğu için, soyacakları kapan iki şanslı kişiden biri ben oldum : ) Böylece soyma işlemi hız kazanmış oldu. Ara sıra da Kayınbabam Niyazi bey soyduğumuz incirler için notlandırmalarda bulundu. Kim daha ince soymuş? Kim daha çok soymuş? puanlama yaptı. Ayşe ile ikimiz notlandırma kısmında payımıza düşen en yüksek puanı kaptık. Neden mi? Soyacağı kapan diğer şanslı kişiden biri de Ayşeydi : ) Bu anı unutmayalım diye, masadan kalkmadan resmedelim derken aklıma birden neden bu tarifi vermıyorumun şimşekleri çakıverdi ve işte tarifi verme hikayesi de böylece başlamış oldu.
Tarifi verme uğrunda en sevdiğim dizimi izleyemesemde, azmedip hepsini resmettim. Şimdi sizleri bu çook sevdiğim incir reçelinin tarifiyle başbaşa bırakıyorum.
Malzemeler